Osmanlı Ordu-yu Hümayunu Başkumandanlığı Vekâleti Şube Müdüriyeti: 2 Numara: 5707 Hulâsa: Saphir mürettebatının yazdıkları mektuplar hakkında harice münasip sûrette nesr ü ilânına dair Matbûât-ı Umumiye Müdüriyeti'ne Mağrûk Fransız tahtelbahiri (denizaltısı) Saphir mürettebatından üç kişinin memleketlerine yazdıkları mektuplar sûreti aynen takdim kılınmıştır. Bunların Osmanlı Ajansı ve Hey’et-i İstihbâriye tarafından münasip sûrette harice nesir ve memâlik-i Osmaniyye' deki gazetelerle de ilân olunması rica olunur. 13 Kânûn-ı Sânî 1331 / 26 Ocak 1915 Karargâh-ı Umumî İstihbarat Şubesi Müdürü Erkân-ı Harp Binbaşı Seyfi
Fransız Saphir Denizaltı Personelinden birinin mektubu. Saphir Elektrik Çavuşu Logal tarafından âilesine yazılan mektuptan:
"...Tahlîsiye sandalı gelinceye kadar yarım saat suda kaldık. Kurumuş yapraklar gibi tir tir titriyorduk. Lâkin bereket versin, Türk zâbitleri bizi pek mültefitâne kabul ettiler. Sandal içinde zâbitlerden birisi bana ceketini bile verdi. Türk mülâzımı kıyafetine girdim. Bizi hemen ısıttılar. Bir sise rom getirdiler. Bir nefesçik rom çekmek, bilsen ne kadar büyük bir iyilik icrâ etti. Bizi bir kışlaya götürdüler. Orada bize elbise verdiler. Zira denize düşerken çırılçıplak olmuş idik. Bizi İstanbul'a getirdiler. Bulunduğumuz mahalle arada sırada Türk zâbitleri gelirler. Bize sigara paketleri ikrâm ediyorlar. Hemen ekserisi Fransızca biliyor. Hâlbuki biz başka türlü muamele göreceğimizi zannediyorduk..."
Beneve Raji tarafından âilesine yazılan mektuptan: "...27 arkadaştan on üç kişi yüzerek sahile gelmeye çalıştık. Türkler bizi adeta yeniden dünyaya gelir gibi bulup kurtardılar. Onlar bizi tasavvurumuzun fevkinde kabul ettiler. Düşün ki artık kendimizi yorgunluktan gâib etmiş gibi idik. Suyun soğukluğuna rüzgârın te’siri hepimizi titretiyordu. Bizi derhal bir sıcak odaya getirdiler. Azar azar konyak verdiler, ısıttılar ve bize sıcak tutucu elbiseler verdiler, sigara içirdiler. Bizi kurtaranların içinde pek çok zâbitân vardı. Bizi İstanbul'a getirdiler. Hepimiz bir koğuşta yatıyoruz. Vaktimizi pek güzel geçiriyoruz..
Matt 'ın âilesine yazdığı mektuptan: "...Saphir batarken hep denize düştük ve soyunarak yüzmeye başladık. Bir büyük sandal bizi topladı. Bu sandalda Türk zabitanı da var idi. Zabitler kendi vazifelerinin fevkinde bir hareket-i insaniyede bulunuyorlardı. Bize çay ve sıcak elbise vererek hemen ısıtmaya başladılar. Biz denizden Hazret-i Âdem'in meydan-ı vücuda gelmesi gibi çırılçıplak çıktık. Simdi İstanbul' dayız. Bize her şey verdiler. Rahatımız gayet iyidir. Simdi Türk yemekleri yiyoruz. Her ne kadar alıştığımız yemeklere benzemiyor ise de gayet temiz, lezzetli ve kuvvetli yemeklerdir". BOA, HR. MA, 1118/11
|