ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Cephede Koşullar (yeni)

« Geri   

    Askerlerin Sosyal İhtiyaçlarının Temini     Bitler
    Cephede Askerin Maneviyatı     Dinlenme ve Eğlence
    Hastalıklar     Sinekler
    Siperde Koşullar     Siperde Koşullar
    Su Sorunu     Yaralı ve Ölüler
    Yiyecek
 

Dinlenme ve Eğlence

   Paylas


Her ne koşul altında olursa olsun İngiliz askeriyle kumar ve iskambil hep birlikte olmuştur. “Sanırım 7. Takım’da bir kumar partisi vardı. Goeben’in toplarından birinin mermisi bunların tam önlerine düştü ve hepsi toz toprak içinde kaldılar. Koşup onlara yardım ettim. Deliler gibi toprağı eşeliyorduk. ‘Toprak altında kim kaldı?’ diye sordum. ‘Kör olasıca kağıtları arıyoruz,’ dediler.” 2/4 Cheshire Taburu’ndan iki er de Anafartalar’a çıktıktan sonra kumara olan düşkünlükleri katlanmıştı “Biri borazancı olan ikisi de on sekiz yaşından küçük iki delikanlı vardı ve yabancı bir kıyıda oturmuş pokerin kaba bir türünü oynuyorlar ve kavga ediyorlardı. Savaş, düşman toprağı ve onlar.. oyun konusunda kavga ediyorlardı.

Bir başka ‘eğlence’ türü de kamp konserleriydi. Arada sirada patlayan bir mermiyle daha da canlanan bir olay.. Sanatçıların kalitelerinin oldukça farklı olduğu anlaşılıyor:

Geçen gece kampta bir şarkı gecesi vardı, karanlıkta elbette. Aslında böylesi daha iyiydi, yoksa şarkıcılardan bazıları tanınmış olsaydı kendileri için felaket olurdu. Beylerden biri kendi sesini duymaktan o kadar zevk alıyordu ki, soluğu kesilene kadar aynı notaya sıkı sıkı yapışıyordu. (Binbaşı Norman Burge)

Belli nedenlerle futbol pek yaygın bir vakit geçirme aracı değilsede, yine de oynandığı oluyordu:

Askerlerin futbol oynadıkları bir arazi parçası vardı ve sanırım Türkler dürbünlerle onları izlerlerdi. O sıralarda Türkiye’de futbol pek bilinmezsi. O arazide bir tek mermi çukuru bile yoktu, öylesine dümdüzdü ki. Sert ve kumlu olduğundan futbol oynamaya çok uygundu. Çeşitli alayların katıldığı bir Boğaz Kupası vardı. Ben taburum adına oynardım, yani taburumuzdan geriye ne kalmışsa onun adına. Boğaz Kupası’nda Hood Taburu ile oynadık ve 1-1 berbere kaldık. Ağaçlardan yapılma kaleleri vardı. Boya ve kireç falan olmadığından saha kenarları çizilerek belirlenmişti. Bir takım gömlekli, diğeri gömleksiz olduğundan hakem oyuncuları birbirlerinden ayırmakta güçlük çekmekteydi. Esaslı maçlar olurdu, bizim takımda iki profesyonel vardı. (Er Harry Baker)

Deniz banyosu genelde bir savaş cephesiyle ilişkilendirilen bir dinleme alanı değildir, ama Gelibolu’da ateş altında yüzme fırsatı bulunuyordu. “Gidip yüzebiliyorduk. Gündüzleri giderdik. Türkler arada sırada ateş ederlerdi ama birkaç kişiden fazlasının vurulduğunu sanmıyorum.” Türkler ateş açtığında fazla düşünmeden bir yere sığınan Harold Borrow ile arkadaşlarına epey rahatsızlık vermişlerdi. “Morto Koyu’na çok yakındık ve orada yüzebiliyorduk. Çanakkale’deki Türk mevzilerinden bir iki el ateş ettiler. Hepimiz üzerimizde sadece doğum günü giysileri olduğu halde çalıklara daldık! Sonra da diken ayıkladık. Aslında komik bir durumdu. Çömelmiş duran 130 çıplak adam!”

Bir başka sorun da akıntıların güçlü oldupu denizin kendisiydi. “Bağırışmalar duyup baktığımızda biz dinleniyorduk. Farmer Bell adını verdiğimiz bir gencin başı beladaydı. Birkaç kişi kendisini kurtarmak için denize atladıysa da, bulamadılar” Akıntısız Ege’de sular pislenince dikkatli bir yüzücünün bile keydi yarıda kesilebiliyordu. “Elbiselerimi fırlatıp atıp Majestic’e kadar yüzüp biraz orada oturdum. Deniz Leith limanını hatırlatacak kadar pisti, dönüşte bir at leşine tosluyordum az daha. Kokusu zamanında uyarmasaydı çarpişacaktık.”


Bu Yazı 14349 kere okunmuştur.


Sayfalar  12
 

 
 

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT