ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Kara Savaşları

« Geri   

    Güney Cephesi     Kuzey Cephesi
    Suvla Çıkarması
 

Kuzey Cephesi

   Paylas


"Düşmanı büsbütün kaçırmak için, daha fazla düşünmenin gereği yoktur. İçimizde ve komuta ettiğimiz askerlerimizde, Balkan savaşı utancının tekrarını görmektense, burada ölmeyi istemeyenlerin bulunacağını asla kabul etmem. Eğer böylelerinin olduğunu sezinlerseniz, onları derhal kendi ellerimizle kurşuna dîzmeliyiz.

Şimdiye kadar kazandığımız başarıları tamamlamak İçin emre verilen taze kuvvetler savaş hattına ulaşmaktadır."

Taarruz için bütün hazırlıklar akşamdan tamamlandı. 30 Nisan-1 Mayıs gecesi sessiz ve olaysız geçti. Her şey 1 Mayıs günü yapılacak taarruz içindi. Türk siperlerinde heyecan vardı. Kimse uyumuyor ve adeta saatler sayılıyordu.

1 Mayıs sabahı saat 05:00'te Türk bataryaları hep birden düşman mevzilerini dövmeye başladılar. Topçu hazırlık ateşinin ağırlık noktası Merkeztepe idi. On beş dakika sonra Merkez Kol ve Sol Kol birlikleri taarruza geçtiler. 57 nci Piyade Alayının bulunduğu Sağ Kolun harekâtı için ayrı saat verilmiş ve buradaki taarruz zaman bakımından kademelendirilmişti. Bunun amacı ise, düşmanı şüphelendirmek ve hassas bulunduğu bu kanada karşı endişeye düşürmekti.

Türk taarruzlarının belirmesiyle birlikte düşman donanması da bütün topçusu ile ateşe başladı. Denizden yapılan bombardımanlar gerçekten çok şiddetli idi. İlerleyen taarruz hatlarımız ve bunları takip eden kademeler tam bir ateş silindiri altında kaldılar.

Birliklerimizin karşısındaki düşman siperlerine 200 metre kadar yaklaştığı görüldü. Fakat, düşman mevzilerinde bol sayıda ağır makineli tüfek birlikleri mevzilenmiş ve bütün taarruz arazisi, çapraz ateş şeritleriyle gediksiz olarak örtülmüştü. İleri atılan kahramanlarımız, yalayıcı ateş perdesi altında fazlasıyla zayiat veriyor, gösterilen ısrar ve fedakârlıklara karşın düşman siperlerini sökmek mümkün olamıyordu. Tahkimat kuvvetliydi ve sıkı sıkıya toprağa gömülmüşler, birbirine çok yakın kademelerle mevzilenmişler, sağlam bir savunma ağı kurmuşlardı. Yapılan süngü hücumları düşman siperleri önünde duraklıyor ve şehit sayısını artırmaktan ibaret kalıyordu. Çok ağır zayiata katlanarak tekrarlanan taarruzlar hiçbir sonuç vermedi. Harekât hızını kaybetmiş ve birçok yerde hemen hemen durmuştu.

Her üç kesimdeki taarruzların ileriye götürülemediğini öğrenen, Arıburnu Bölgesi Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, elindeki İhtiyatlardan bazılarını saat 10:30'da verdiği bir emirle muharebeye sürdü. Sağ ve Sol kanat birliklerine de yakın mesafeye sokularak hücumlarını tazelemeleri emredildi. Fakat, harekât kendi koşulları içerisinde kilitlenmişti. Düşman cephesine yeni takviye kuvvetleri yetişmeden, bölgelerdeki küçük ihtiyat gruplarını da kullanarak taarruza devam edilmesi emredildi.

Yeniden canlanan taarruzda, hemen bütün birlikler inanılmaz bir cesaret ve fedakârlıkla siperlerden fırladılar, kıyasıya bir dövüştü bu. Özellikle Merkez Kolu birliklerinin İleri hatlardaki görünümü dehşet verici idi. Gruplar, önlerinde kılıç çekmiş subaylarıyla düşman siperlerine atılıyor ve fakat, düşman ağır makineli tüfekleri ve topluca açılan tüfek ateşleri ile biçilerek bir anda yere düşüyorlardı. Bununla beraber aynı hücumlar birbiri ardından yine tekrarlanıyor, düşenlerin yerleri boş bırakılmıyordu. Şimdiye kadar Arıburnu'nda yapılan en kanlı savaş bu idi ve akşama kadar devam etti.

Sağ Koldaki alaylar, bundan önceki muharebelerde çok yıpranmış olmasına ve subay zayiatı da en fazla bu alaylarda görülmesine rağmen, yine pek sert ve başarılı muharebeler verdiler ve bazı düşman siperlerine girdiler.
Saat 16:00"ya doğru cephedeki taarruz harekâtı yavaşladı ve durdu. Bunu gören 19 ncu Tümen Komutanı, Kemalyeri sırtlarından hücum boruları çaldırdı. Türk askerlerinin duydukça kanının kaynadığı ve yerinde duramaz olduğu bu sesler yamaçlardan yankılanıp yükseliyor ve tek kelime İle emrediliyordu: "İleri"... Bu Ses bir başka şeydi Mehmetçikler için... Bütün cephe kuvvetleri bir kez daha yerlerinden kalkıp ileriye atıldılar. Muharebeler karanlık basıncaya kadar aynı şiddette devam etti. Fakat, yine de bir sonuç alınamadı.

Günün gelişen olayları Arıburnu Bölgesi Komutanının umutlarını kıramamıştı. Yapılan bunca fedakârlığın karşılığını almak ve Arıburnu'nda kanayan bu yarayı kangrenleşmeden temizlemek istiyordu. Ona göre zaman geçirilmemeli, fedakârlık edilmeli ve düşmanın sarsıldığı bu durumdan yararlanılmalıydı. Bu düşüncelerle taarruzun aynı gece devamına karar verildi.

Birlikler gece taarruzları için düzenlerini tamamladılar, ilkönce saat 24:00'te Sol Kol birlikleri ve saat 02:00 sıralarında da Merkez Kol ile Sağ Kol taarruza geçtiler. Fakat, bütün çabalara rağmen, yapılan harekâtlar hafif mevzi dalgalanmalarından daha İleri gidemedi.

Harekâtın başarı olasılığı kalmadığını gören 19 ncu Tümen Komutanı, saat O3:O0'ten itibaren gönderdiği emirle bütün cephedeki taarruzları durdurdu. Yarbay Mustafa Kemal'in bu muharebe sonunda birliklerine yayınladığı emir özetle şöyle idi:

"Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesinlikle bilmelidirler ki, bize verilen namus görevini tam olarak yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur.

Rahatlıkla uyumak yolunu aramanın, bu rahatlıktan yalnız bizim değil, bütün milletimizin ebedî olarak yoksun kalmasına sebep olacağını hepinize Önemle hatırlatırım.

Bütün arkadaşlarımın fikir birliğinde olduğuna ve düşmanı denize dökmedikçe yorgunluk belirtisi göstermeyeceklerine şüphem yoktur."

1 Mayıs 1915'te yirmi dört saat durmadan devam eden Türk taarruzlarının belli bir sonuç vermeyerek durmasıyla, Arıburnu bölgesinde harekât muharebeleri dönemi de kapanmış sayılabilirdi. Artık, iyice anlaşılmıştı ki, henüz derinliğine ve modern yapısı ile hazırlanmamış olsa bile, ileri hatlarda sağlam bir tahkimat ile toprağa gömülen kuvvetli bir düşmana karşı, İnsanları açıktan açığa hücuma kaldırmak ve kolay gelişmeler elde etmek olanaksızdı. Bundan böyle girişilecek taarruz harekâtı mevzi harbi karakterinde düzenlenmeliydi. Bu gerçeği ilkin ve en doğru olarak, yine 19 ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal kavramış ve buna göre hareket etmeye karar vermişti.

Birlikler bulundukları hatlarda kalarak mevzilerini tahkim edeceklerdi. Yapılacak taarruzların düşman mevzilerindeki başlıca kilit noktalarına düzenlenmesi esas alınacaktı. Bunun İçin, belli bir hücum yerinde veya yerlerinde üstün kuvvetler toplanacak, hazırlıklar her bakımdan olgunlaştırılacak, ağır silahların planlı ve devamlı ateşleriyle yumuşatılan hedefler, kuvvetli gruplar tarafından kopartılıp kesin sonuç muhtelif merhaleler halinde elde edilecekti. Bunlar sırasıyla birlik komutanlarına anlatıldı ve tahkimata girişildi.

2 Mayıs 1915 tarihinde Arıburnu'nda karaya çıkarma yapan düşman kuvvetleri, gece yarısı Sağ Kol mevzilerine taarruz etmiş ise de Sağ Kol kuvvetleri yapılan taarruza şiddetle karşılık vermiştir. Birliklerin el bombaları kullanmaları sayesinde düşmana önemli kayıplar verdirilmiştir. Türk birlikleri karşısında başarısız olan düşman kuvvetleri mevzilerinde siper kazmaya başlamıştır. 3 Mayıs 1915 tarihinde 19 ncu Tümen Komutanı, gece yapılan
muharebede kahramanlık gösteren ve madalya ile ödüllendirilecek subay ve erlerin adlarının bildirilmesini istemiştir.

Bu Yazı 26850 kere okunmuştur.


Sayfalar  1 2 3 45 6 7 8 9 10
 

 
 

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT