ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Necdet Rüşdü

ÇANAKKALE'DE RUHLAR

Gurbette geçen yolculuğum üç aya vardı
Etrafımı çepeçevre saran sanki duvardı
Olmuştu büyük, süslü şehirler bana zindan
Dünyayı gözüm görmedi yurt hastalığından.

Döndüm; bu yeşil tablo uzaklarda belirdi:
Bir gün vapur aheste Çanakkale’ye girdi.
Tuttum, ona hürmet ederek şapkamı elde:
Durmuştu o kaç devlete; gaziydi bu belde…

Türk bayrağının ufkuma ilk doğduğu gündü:
Maydos’ta ateş külleri halinde göründü.
Ben sarhoş olurken Boğaz’ın manzarasından,
Bir abide yükseldi ağaçlar arasından.

Baktım, bu, şehitlikte dikilmiş bir anıttı;
Daldım… Bu anıt neş’emi bir anda dağıttı:
Vaktiyle bu yerlerde ölen gençleri andım,
Dağlandı içim, ben de bakarken yaralandım.

Akşamdı. Sararken eriyen dağları sisler,
Sandım geliyor eski siperlerden akisler,
Canlandı savaş, kan dolu bir perde çekildi.
Birden o şehit ruhları karşımda dikildi.

Karşımda dirilmiş, dile gelmiş gibi durdu.
Hiç ummadığım bir nefer isyanla kudurdu:
- Ben evde ölenlerle bugün bir mi tutuldum?
- Ben yurt için öldüm, niye erken unutuldum?

Haklıydı. Ararken utanıp kaçmaya bir yer,
Tutmuştu elimden beni bir koç yiğit asker:
- Git annemi gör, sor ki perişan mı oğulsuz,
- Git, koyma hiç olmazsa onun sırtını çulsuz.
- Ver, Tanrı için yoksula bir lokmacık ekmek,
- Aç karnına güçtür bu kadar mihneti çekmek…

Yaşlar akadursun bu şikayetle gözümden,
Bir genç adam yaklaştı: Vurulmuştu yüzünden,
Delmişti temiz alnını kurşun… Yere çöktü,
Kanlar sızıyorken yarasından, derdini döktü:

- Hiç yoktu sebep… Cenge sürenler bizi kimdir?
- Köylerde kalan bir çocuğum var, ki yetimdir…
- Parçaydı canımdan, iki yıllık güneşimdi,
- Git bak… O şehit oğlu sürünmekte mi şimdi?

Kalbim eriyip düştü gözümden iki damla,
Ben hasbıhal ettim daha dertli bir adamla, meyus dedi:
- Jandarmayı buldum düğünümde,
- Gittim o sabah askere en zevkli günümde.
- Bir haftada bahtım beni Kumkale’ye attı,
- Ettikti hücum; dört bir yanı süngü kuşattı,
- Dul kaldı karım böyle… Unutmam onu asla..

Ruhlar çekilip gitti; içim doldu bu yasla,
Yattım, gece rüyada fakat mahşeri gördüm,
Bir harbe sebepsiz atılan Enver’i gördüm;
Baktım ki, azaplar çekerek kıvranıyordu,
Etrafını sarmıştı alevler, yanıyordu…

NECDET RÜŞDÜ






Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiir 5760 kez okunmuştur.

 Tüm Şiirleri Görmek İçin Tıklayın


Şairin Diğer Şiirleri
    ÇANAKKALE'DE RUHLAR

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT