"Viyana
Aziz Vatandaşlarım ve Aziz Kardeşlerim,
Sizi aile yuvasından, sevdiklerinizden, masum âdetlerinizden bu kadar uzaklarda,
senelerin ve muharebelerin verdiği yorgunluklarla bezgin bir hâlde görenler,
nasıl ve niçin geldiğinizi bilmezlerse, önünüzde kuru bir kederlenme şeklinde
şefkat göstererek geçip giderler. Fakat, geliş maksadınızı bilmeyenlerin
huzurunuzda hissettikleri hal, incelik değil, bir himmet değil, takdirdir,
mukaddesdir. Ebedi Şükran ve minnettir. Biz sizi iki seneden beri titrek yürek,
ıslak gözlerle uzaklardan izliyorduk. Bugün bizzat selamlamakla iftihar
ediyoruz.
Siz, buraya yalnız Avusturya-Macaristan’ ın toprağını değil, Osmanlı Tarihini,
kendi büyük tarihinizi savunmak için geldiniz. Taahhüt ve vazifenizi, asırları
hayran bırakacak bir fedakarlık ve kahramanlıkla yerine getirdiniz. “ İnsan için
en aziz olan, candır “ derler. Doğrudur. Lekesiz, her manasıyla büyük, büyük
babanızın ufuk ilhamından kopan, pek şiddetli ve soğuk rüzğara karşı yiğitlikle,
kararsız bir şekilde himaye ederek, Avrupa’ nın ortasından bütün alem e ilan ve
ispat ettiniz ki, atalarımız, hayatlarından meydana gelen tarihiniz, sizin ölüme
hor ve hakir gören bakışlarınız, kendi şahsi hayatlarınızdan daha aziz imiş, var
olunuz. Kulaklarımızı ezan sesleri gibi sık sık taltif eden Kosova, Varna,
Çaldıran, Plevne, Çanakkale, Galiçya ve emsali isimler, artık bizim millî
tarihimizin özünden çıkarak, vatanperverliği sosyal faziletin en yükseği
sayılır. Medeni milletlerin olaylarına iftiharla intikal etmiştir. Bugün siz, ey
aziz vatandaş ve kardeşlerim, siz yalnız bizim topluluğun değil, uzak, yakın her
kavmin tüm insanlığın aydınlatılmasında, iftiharı ve timsalisiniz. Ölen ve kalan
arkadaşlarınız la birlikte geçen sene üstünde harikalar gösterdiğiniz. Galiçya
toprakları, bilirsiniz ki; atalarımızın kanlarıyla yoğrulmuştu. Burada
ailenizden uzak, fakat atalarınıza yakınsınız. Galiçya sizin vatanınız değil,
fakat tarihinizdi. Yetimlik, bizim gibi fâni insanlara babadan intikal eden bir
felâkettir ki, az zaman içinde rüştünü ispat ettiğin zaman, yok olur. Lâkin
toprağını, tarihini, milletini kaybedenler, ebedî yetimlerdir. Galiçya' daki
atalarımız asırlardan beri oralardadır ve tarih idiler. Siz onlardan miras
aldığınız mukaddesatı, onlardan bir kısmının kemiklerini hazmetmiş ve içine alan
topraklar üstünde, ırk ve dinimizin en imansız düşmanı olan Moskof Çarı' na
karşı müdafaa etmekle, atalarımızın yüreğini tırmalayan kimsesizliğini ortadan
kaldırdınız ve teselli ettiniz. Anadolu'nun, Arabistan'ın masum kalbi, yalnız
şimdi değil, her zaman sizin için çarpacaktır. Buna emin olunuz. Ocak başında
çocuklarının beşiklerini sallayan validelerin ninelerine, sizin müşterek
isimleriniz olan Galiçya kelimesi karışacak, okullarda Galiçya arslanlarının
menkıbeleri okutturulacak, sizin olağanüstü kahramanlıklarınız vatanımızın
dağlarına, derelerine, şarkılara yansıyacak, gelecek çocuklar ve gençler sizi
temsil eden hikâyelerden ibret ve ders alacaktır. Ak sakallı, ak yüzlü insanlar,
hayatlarını Allah'a emanet ve son nefeslerini verirken, yatağı etrafındaki evlât
ve torunlarına ;
-Babalarımızın bir kısmı atalarının emanetlerini bize aynen yetiştirmek için
Galiçya'nın uzak ve soğuk cehennemlerinde, verdikleri mücadelenin en
tahammülsüzlüğünü seçtiler. Onlara olan borcumuzu hiç bir vakit unutmayınız.
Gerekirse evlât ve torunlarınıza tereddütsüz anlatınız, diyerek sizi ve sizinle
beraber bütün bir tarihi yaşatacaklardır.
Siz, Hazreti Muhammed' in diniyle. Sultan Osman'ın devletini en tehlikeli bir
zamanda göğsünüzle müdafaa ettiniz. Ve kurtardınız.
Allah hepinizden razı olsun!.. ve Allah hepinizden razıdır.
Süleyman Nazif"
Bu Yazı 8390 kere okunmuştur.
|