ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Cephede Koşullar (yeni)

« Geri   

    Askerin Maneviyatı     Askerlerin Sosyal İhtiyaçları
    Bitler     Dinlenme ve Eğlence
    Hastalıklar     Sinekler
    Siperde Yaşam     Su
    Yaralı ve Ölüler     Yiyecek
Yiyecek
    Yiyecek

Yiyecek




Daha basit ama çok tutulan bir başka yöntem de gözlemeydi ve bu da bir lüks yiyecek olarak yeni ve beklenmedik bir rol üstlenmişti:


Biraz un, biraz su ile yapılan hamur daha önce jambon yağı –ki, bu çok değerli bir maddeydi- sıvanmış tas kapaklarımızın dibine yayılırdı! Sevgili okur, eğer haftalardır ağzına giren tek şey bir ordu peksimet ise bu gözlemelerin bizim için ne demek olduğunu anlayacaksın. Bunların kızarırken çıkardıkları koku Yunan tanrılarının ölümsüzlük nektarıydı.
(Er Harold Thomas)


Herkes biraz daha fazla yiyeceğin ve biraz çeşitliliğin peşindeydi. Hiçbir yiyecek kaynağı gözardı edilmiyordu:


Görevde olmadığın zaman kıyıya gider ve denize ekmek ufalardık. Mezgit tipi bir balık ekmeğe gelince suya bir el bombası atardık. Balıklar patlama sonunda sersemleşir ve iki üç kişi bir ağ ile bunlardan büyük miktarlarda toplardı. Balıklar eğer bombadan isabet almamışlarsa birkaç dakika sonra kendilerine gelirlerdi.
(Yüzbaşı F. W. Walker)


Daha varlıklı subaylar bir araya gelip memleketten lüks yiyecekler getirirlerdi:

Önemli bir şey de, çok iyi bir rastlantıyla taarruza başlayacağımız gün Fortnum ve Mason’ dan bir paketin gelmesiydi. Kocaman bir teneke güzelim kuşkonmazı hala hatırlarım. Kuşkonmaz değil de, suyu herkese kaşık kaşık dağıtılmıştı. Cennet şarabıydı bu.
(Teğmen Terence Verschoyle)


Bir başka subay da bu birkaç ekstra malzeme ve biraz da aşçılık becerisiyle neler yapılabileceğini göstermişti:


Bu akşam güzel bir mönümüz var ve bir konuğumuz var. Konserve somon balığı, ananas, pelte, kahve ve rom. Bu pelteleri herkes seviyor ama çok da eğleniyorlar. Mondros’tan kutusu iki şiline iki kutu mısır nişastası almıştım, doğrusu çok işe yaradılar. Sonuncusunu süttozu ve Bourneville kakaosundan yaptım. Süttozu çikolatalıydı ve rengi çamur gibi olduğundan kirli görüntüsünü yok etmek için kakaoyu koyunca ortaya çok esaslı bir şey çıktı. Aşçı bu geceye romlu bir tane hazırladı. Nasıl bir lüks içinde yaşadığımızı görüyorsun ya.
(Üsteğmen Thomas Watson)


Sıradan askerlere de memleketten paket geliyordu. Ancak, bu askerin kişisel durumuna, Alman denizatlılarına ve kaçınılmaz gecikmelere bağlı olduğundan kimi zaman aylarca beklemek gerekiyordu:


Paketler! Ne harika bir sözcük, ne kadar sevinçli anıları akla getiren bir sözcük! Sadece soğuk konserve et, ordu peksimeti, kayısı reçeli ve çayla yaşayan bizler için bir kek, çikolata, karışık bisküvi içerken bir paket almanın ne demek olduğunu bir düşün! Sütlü kahve! Konserve dil! Konserve meyve! Gerçekten çok sıkıntılı anlar yaşamamış birine bu paket almanın, bunu düşünmenin, bu şeyleri çiğnemenin ne olduğunu asla anlatılamaz.
(Er Harold Thomas)


Bu Yazı 25667 kere okunmuştur.



Sayfalar  1 23 4
 

Resmi Büyütmek için tıklayın...

Cephede Yemek

Resmi Büyütmek için tıklayın...

Erzak Taşıyan İngiliz Askerleri

Resmi Büyütmek için tıklayın...

Erzak Deposu

 
 

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT