Bu, unutulmaz bir manzaraydı."
Sanders, sabahın erken saatinde, daha güneyde Gelibolu Yarımadası'nın Arıburnu
ve Seddülbahir kesimlerine çıkarmanın başladığını bildiriyordu. Diğer üç
bölgede, Anadolu kıyılarında Kumkale ve Beşige ile şimdi bulunduğu Saros'da
henüz bir çıkarma yoktu.
Beri yandan düşmanın kuvveti önceden alınan bilgilere göre belliydi: Beş tümen
veya biraz fazla. Bu kuvvetler beş yerde birden çıkarma yapamazdı, çünkü böyle
yaparsa her yerde zayıf olurdu ve ihtiyatı kalmazdı. Kuvvetlerinin çoğu ile
çıktığı veya çıkacağı yer neresiydi? Mareşal Sanders'in kafasını bir burgu gibi
delen asıl soru buydu...
Mareşal Sanders, saat 07:30'da İstanbul'a Başkomutanlığa yolladığı ilk
raporunda, düşmanın beş grup halinde harekete geçtiğini, Arıburnu ve
Seddülbahir'e çıkarmanın başladığını haber veriyor ve Edirne'deki 4.Tümenin
acele Gelibolu'ya emrine gönderilmesini istiyordu. Ayrıca, saat 09:00'a doğru
hala düşmanın bir çıkarma girişimi olmadığı için, Saros'daki 5.Tümenin bir
alayının Şarköy'e ve 7.Tümenin bir piyade taburu ile bir topçu taburunun
Gelibolu'dan deniz yoluyla çıkarma bölgesine hareketleri için emir veriyordu,
ama daha büyük kuvvetler yollamaktan çekiniyordu, durum henüz tam manasıyla
belirgin değildi. Bu sebeple de ordu ihtiyatı olan Yarbay Mustafa Kemal'in
19.Tümenini hemen kullanmaya hiç niyeti yoktu. (Halbuki Mustafa Kemal, Mareşal
Sanders'e haber verme imkanını bulamadan bu saatlerde, yani saat 08:00'de bir
alayı ile kendisi başta, Arıburnu çıkarma bölgesine doğru harekete geçmişti
bile)
"Anfibi harekatı (deniz çıkarması) kaygan olur"diyordu. "Düşman harekatın devamı
sırasında beklenmedik yerden vurabilir"di.
Ve özellikle de tüm dikkati Saros'da toplanıyordu. "Buraya yapılacak bir
çıkarma, Yarımadayı en dar yerinden koparıp Gelibolu Yarımadası'ndaki tüm
kuvvetlerin kara bağlantısını keser ve bu kuvvetleri imhaya sürükleyebilir"di.
Zaten bu sebeple değil midir ki, baştan beri birinci önceliği buraya vermiş, 5.
ve 7.Tümenleri bu daracık yere yığmıştı.Yine bu nedenle değil miydi ki, düşmanın
harekete geçtiği haberini duyar duymaz, daha sabahın köründe doğruca buraya
koşmuştu.
Kolordu Komutanı Esat Paşa, Bolayır sırtlarındaki Ordu Komutanı Sanders'e mesaj
üzerine mesaj gönderiyordu: "Takviyeler gelsin!" Öyle ya, Saros'daki 5.ve
7.Tümenler kendisine bağlıydı, bunları istiyordu. Ama Sanders, bu tümenlerin şu
sırada savaş alanına gitmesini hiç de doğru bulmuyordu. Onun bütün dikkati,
koşup geldiği ve dürbünü ile izlediği şu Saros açıklarındaki düşman
gemilerindeydi ve ızdırap içinde, kafasını kemiren soruya yanıt arıyordu: "Seddülbahir
ve Arıburnu'na çıkanlar, düşmanın asıl kuvvetleri midir? Saat 16:00'ya
doğru Mareşal Sanders de, nihayet o azap dolu kuşkularından kurtulmaya başladı.
Görünüşe göre Seddülbahir ve Arıburnu düşmanın asıl çıkarma bölgeleriydi, çünkü
buraya çıkarmalar kesiksiz sürüyordu.
Düşman donanmasının Gelibolu ve Anadolu sahillerinde yeri göğü inlettiği o 25
Nisan günü koca Ordu Komutanı Mareşal Sanders'i sabahtan akşama kadar tereddüt
içinde kıvrandıran Saros çıkarması sadece bir gösteri taarruzu idi,
aldatmacaydı. Mareşal Sanders'i, daha planlama safhasından beri birinci
öncelikle ve bir saplantı halinde uğraştıran ve iki tümenini buraya bağlayan
Saros Körfezi öyküsü, ancak bu kadar sürmüştü: Sadece bir gündüz ve bir gece...
Saros'dan 120 kilometre uzakta, Anadolu yakasındaki Beşige'nin öyküsü de bundan
farklı değildi. Bu da bir gösteri çıkarmasıydı. Liman Von Sanders burada büyük
bir askeri hata yaparak 2. ve 5.tümenden bir alayın bölgeye gönderilmesine razı
oldu. İtilaf kuvvetleri bu suretle istedikleri aldatma etkisini sağlayabildiler.
Kumkale gösterisine gelince...
Mareşal Sanders'in planına göre, diğer yerlerde olduğu gibi burada da, kıyılar
zayıf birliklerle tutulmuştu, asıl kuvvetler toplu halde gerideydiler. 25 Nisan
1915 Pazar günü Saros, Kumkale, Beşige'de olanlar birer gösteriydi. Asıl
çıkarma, Gelibolu Yarımadası'nda Arıburnu ve Seddülbahirdeydi. Kara
savunması Mareşal Liman Von Sanders'in komutasındaki Beşinci Ordu tarafından
yapılıyordu ve kuvvetleri yeterli değildi. Beşinci Ordu'da 26 Mart 1915'te bir
komuta değişikliği olmuş ve Esat Paşanın yerine Mareşal Sanders getirilmişti.
Esat Paşa çıkarmanı merkez kesimine yapılacağını değerlendirmiş ve Çanakkale
savunmasını buna göre planlamıştı. Bu tarihte komutanın yabancı bir ele teslimi
ve bu planın tamamen tersinin uygulanışı cidden çok üzücüdür ve Türk milletine
çok pahalıya mal olmuştur. Mareşal Sanders kuvvetleri üç bölgeye eşit olarak
dağıttı. Asıl savaş hattının kıyıdan geçirilerek düşmanın karaya ayak basmasını
amaçlayan düzen Liman Von Sanders tarafından değiştirilerek felaketlere sebep
oldu. Yeni düzen düşmanın karaya ayak basmasına müsaade ettikten sonra onu
denize dökmekti. 19.Tümen komutanı Miralay Mustafa Kemal bu düzenin
sakıncalarını raporla bildirdi ise de, ordu komutanı görüşünü değiştirmedi.
Komutanın görüşü, normal şartlar için doğru ise de, Gelibolu Yarımadası'nın
Çanakkale Boğazı önünde ancak 8 kilometrelik bir savunma derinliği vermesi,
bölgenin ve 1915 yılında birliklerin haberleşme donatımların azlığı ve o tarihte
ulaştırma ağının zayıflığı sebebiyle yanlıştı.
Bu Yazı 26871 kere okunmuştur.
|