ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Gönül Bahçem

« Geri   

 
Her insan bir hakikate iman eder. Bu iman ateşi gönül bahçesini aydınlatan güneşi olur. Bu bahçede hoş kokulu çiçekler ve meyveler yetiştirir. Kendi çektiği kayıkla gezdirir misafirlerini hiç konuşmadan. Gördükleri karşısında etkilenen yüzlerde , küçücük bir tebessümdür beklentisi.

İlk gelişimdi, ”Gönül bahçem” burası dediğim gün. Bir mermi çekirdeğine dokunuşumdu zamanda yolculuğumun başlangıcı. Kayıtsız kalamayacağımı anladığım gündü mezar taşlarındaki Şehit yaşlarını gördüğüm an. Sık rastladığım kemiklerin ne olduğunu sorduğumda anladım Akif’ in Çanakkale şiirini. Dar ve soğuk siperlerin, nefreti ve sevgiyi nasıl bir arada kucakladığını hissettiğimde anladım sılada ki yüreklerin acısını. Babalarını bu topraklarda bırakmış çocukların hüznünü görürüm, her akşam yatmadan öptüğüm çocuklarımın gözlerinde.

Plevne’ de şehit düşmüş dedesini hatırlar hayal meyal. Unutamamıştır, Yemen' e gidip gelmeyen babasının kokusunu. Yetim konmuştu köyünde adı, birçok çocuk gibi. Düşündükçe beşikteki Ahmet’ i bir sıkıntı çöker üstüne, sahilde birikmiş kara bulut gibi. Beli bükülmüş anası, değilmiydi geceleri camsız pencere önünde ağlayan. Küçükken de korkardı gök gürültüsünden, patlayan top mermileri gibi. Siperde beklemekte zordur, konuşmadan. Konuşsan da zor, anlatılan tek sıla hasreti. Dün şehit düşen Receb’ in mektubunu okumuştu ya imam. Hani açlıktan ölmüş iki bebesi. Nasılda eğilmişti başlar. Geride bırakılan açlık ve sefalet değilmi. Hangi cephede şehit yok köyünden.

Çalınan hücum borusuyla atıldılar ileri. Şehadet şerbetini içmek için yarışıyorlardı. Son halleri gibi düşüyorlardı ıslak topraklara, balmumundan heykeller gibi. Atılan son kurşunlardan sonra, süngü, kılıç, taş ve elleriyle saldırdılar düşmana. Bazen birlikte düşüyorlardı toprağa, elleri düşmanın boğazında. Beşikteki Ahmet bu vatanda büyüyecek, koşup oynayacaktı. Kanlarıyla renklenen gelincikler arasında. Duymuyordu artık ne top sesi nede bir çığlık. Huzurun sesliği vardı parçalanmış bedeninde.

Yağmurlar ıslattı, güneşte kurudu, bazen bir pulluk çıkardı gün yüzüne, tarlasını süren bir çiftçinin ayaklarında ezildi kemikleriniz. Yitik bedenlerinizin adı bile yoktu. Sadece “Mehmet” kaldı isminiz tozlu arşivlerde. Kıbrıs’ a eğlenmeye gidenler bilmedi, Magosa’ da yatan bedenlerinizi. Günü birlik turlarda sadece bir hatırasınız şimdi. Bir günlük konuşmalarda anılıyor isminiz yabancı dillerle. Başka toprakların insanları gibiydiniz. Yıllarca Truva atı kadar değer verilmedi tarih derslerinde. Ne kadar layık olabilir bu gençlik aziz hatıranıza. Af diliyorum duyarsız zihniyetten. Utanıyorum huzurunuzda, sizi tam anlatmayan tarihçilerden. Ve söz veriyorum duyarlı gençlik adına; Bizler var oldukça aktarılacaksınız nesiller boyu. Ve biliniz ki boşuna ölmediniz.

Kelimelerle ifade edilemeyecek kadar büyük bir savaş Çanakkale Savunması. Günümüzde hala tartışılan ve üzerine yazılar yazılan nadir savaşlardan.. Babalar, oğullar, kim kaybetmemiş sevdalısını Çanakkale' de. İnsanlık dramının ve trajedisinin, aynı anda yaşandığı başka bir savaş olmamıştır yeryüzünde. Maddiyatın çöktüğü, planların altüst olduğu, nefretin ve sevginin ayyuka çıktığı kaç savaş görmüştür insanoğlu.

- canakkalemuzesi.com 'un kuruluş amacı, “bir şey yapabildim aziz hatıralarına” sözünden başka, bir kaygısı yoktur.
- Ben ne bir yazarım, nede araştırmacı. “Tarihçiyim” demeyecek kadar da haddimi bilirim.
- Alıntı yapılan yazılarda kaynak ve yazar ismine titizlikle uyulmuştur.
- Sponsor ve maddi hiç bir yardım alınmadan kendi öz kaynakları ile yapılmış bir sitedir.
- Doğrular hepimizin, hatalar ise benimdir. Doğruyu bulma yönünde düzeltmek ise görevinizdir.
- Ailenizde, yakınlarınızda bildiğiniz, duyduğunuz, ancak “Arşivde” adı geçmeyen “Şehit ve Gazilerin” (Balkan Savaşın'dan Kıbrıs' a Kadar tüm Şehit ve Gaziler) isimlerini, hazırladığımız formu doldurarak gönderdiğiniz takdirde titizlikle incelenip arşive kaydedilecektir. Torunları olarak şehit ve gazilerimizi “Bilgi Bankasında” bir araya getirelim.

Müzede gördüğünüz objelerin tamamı koleksiyonumun bir parçası olup, Topkapı Sarayı Müzesi’ nde kayıt altına alınmıştır.

Seyit Ahmet SILAY

 
 

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT